TRABZONSPOR HUKUK KURULU ÜYESİ ATİLLA DİLAVER RÖPORTAJI
1-) Şike sürecinde Sadri Şener sessiz kalmak ile
eleştirildi. O yönetim ve TS taraftarı sizce yanlış bir tutum
sergiledimi ?
Öncelikle Sadri Şener
ve Yönetimi, bu kirli ligde temiz kalmayı başarmış olmakla; takdiri hak ediyor.
Ve 82 puan gibi gayet
yüksek bir puanla şampiyon olmaları nedeniyle de teşekkür ve minnet ifadelerini
eksik etmemiz gereken bir performans gösterdiler.
Sessiz kalmaları
konusunda ise suçlamadan önce,şike olayının perde arkasını ve mücadelenin kim
ve nelere karşı yapıldığını bilmek lazım. Sadri Şener, yeterince ses çıkarmamak
zorunda bırakıldı.
Aynı şey Trabzonspor
taraftarı için geçerlidir diyebiliriz.
Şike yapan kulüpleri
koruyan güç, Trabzonspor Taraftarının da yeterli sesi çıkarmasını önledi.
Trabzonspor
Taraftarının azımsanmayacak bir bölümü, şike mücadelesinden uzak durdu ve hatta
engellemeye çalışan kesimler de oldu.
2-) Şike sürecinde bir çok mail kampanyası yapıldı. Sizce bu
kampanyaların ve bu organizasyonların faydası oldumu yoksa bir yerde
kesilmelimiydi ?
Mücadelenin
başlarında ve UEFA’nın da şikeyi örtbas etme niyetinin ortaya çıktığı
zamanlarda mail kampanyaları gayet olumlu sonuçlar verdi.
Ancak Haziran
2014’ten itibaren yapılan mail kampanyaları, sadece Trabzonspor Kulübüne
atfedildiği için yarardan çok zarar verme noktasına geldi.
Eğer mail,fax vb.
kampanyalar yapılmaya devam edilecekse artık bunun adresi; yurtiçidir.
Siyasilerimizdir.
3-) En başta tüm yargı FB'yi suçlu buldu. FB ise RTE’ye suç
attı. Aziz Y. bile ‘ülke elden gidiyor’ dedi.Ama birden cemaat yaptı dendi.
RTE’den söz aldık dendi. Bu yeniden
yargılama FENERBAHÇE’Yİ aklama operasyonu mu ? Ve suçlu akp iken birden nasıl
cemaat’e döndü. Gizli anlaşmalar mı yapıldı ?
Kapalı kapılar
arkasında neler oluyor sorusunun cevabı bizde yok. Herkes gibi gelişmelerden ve
sonuçtan hareketle tahminde bulunabiliriz.
Şike hükümlüleri, 3
Temmuz 2011 tarihinden beri çok çeşitli ve birbirini yadsıyan söylemler
geliştirdiler.
Şike operasyonunu kim
ne amaçla yaptırdı sorusuna cevap olarak bir çok komplo teorisi üretebiliriz.
Ancak hiçbiri şike yapıldığı sonucunu değiştirmez. Bu nedenle bizi ilgilendiren
komplo teorileri değil tartışılmaz şike gerçeğidir.
Recep Tayyip
Erdoğan’ın şike sürecindeki tutum ve söylemleri özel bir ilgiyi hak eden
ilginçliktedir.
Önceleri yasa
değişikliği için; “dere geçerken at değiştirilmez” diyen R.Tayyip Erdoğan,
sonradan bu düşüncesinden vazgeçti.
Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül’ün 7 yıllık görev süresinde esastan veto ettiği tek yasa olan şike
cezalarını azaltan yasayı, TBMM’den aynen geçirerek çıkarttı.
Şikenin cezaları
caydırıcılıktan uzaklaştırıldığı gibi şike hükümlülerinin 100 yılı aşan
cezaları 5-6 yıla düşürüldü.
6222 sayılı yasa hiç
uygulanmadan, ilk yargılaması başlamadan değiştirildi.
4-) Şike konusunda delillerin sizce çok net mi ? Karar vermek
icin çok mu beklenildi yani iş sulandırıldımı ?
Disiplin Yargısı
açısından; hiçbir tereddüde yer bırakmayacak kadar açık ve çok sayıda delil
vardır. Aynı durum Ceza Yargısı açısından da sabittir.
Şike duruşmaları
başladığında(14 Şubat 1012)sanıklar savunmalarını yaptıktan sonra; durumun
boyutlarını ifade edebilmek açısından birazda karikatürize ederek şu cümleyi
kuruyordum:
(O günlerde şike
davası hakkında medyada sık yer alan Fenerbahçeli isimleri sayarak) bunlar
mahkeme heyeti olsa; bu deliller ve bu savunmalarla beraat kararı veremezler.
Gerçekten de durum
böyledir. Şike çok sayıda ve çok açık delillerle tespit edilmiş ve savunmalar
çok yetersiz kalmıştır. Nitekim Gezegenimizdeki bütün bağımsız yargı organları
şike var demiştir.
Disiplin Yargısı
açısından; hiçbir tereddüde yer bırakmayacak kadar açık ve çok sayıda delil
vardır. Aynı durum Ceza Yargısı açısından da sabittir.
Şike duruşmaları
başladığında(14 Şubat 1012)sanıklar savunmalarını yaptıktan sonra; durumun
boyutlarını ifade edebilmek açısından birazda karikatürize ederek şu cümleyi
kuruyordum:
(O günlerde şike
davası hakkında medyada sık yer alan Fenerbahçeli isimleri sayarak) bunlar
mahkeme heyeti olsa; bu deliller ve bu savunmalarla beraat kararı veremezler.
Gerçekten de durum
böyledir. Şike çok sayıda ve çok açık delillerle tespit edilmiş ve savunmalar
çok yetersiz kalmıştır. Nitekim Gezegenimizdeki bütün bağımsız yargı organları
şike var demiştir.
5-) Mehmet Ali Aydınlar resmen FB'yi koruduğunu açıkladı.
Yıldırım Demirören ise resmen şikeyi akladı. Böyle bir oluşuma Sadri Şener TFF
genel kurulunda nasıl destek verdi ?
Mehmet Ali Aydınlar,
şikenin örtbas edilemeyecek delillerle tespit edildiğini gördü ve talimatlarda
açıkça yazılı olan “şike yapan kulüp küme düşer” maddesini işletmeyerek, şike
yapan kulüplere puan silme cezası vermek istedi.Fakat TFF Genel Kurulu, bu
talimat değişikliğini kabul etmedi. Ve Mehmet Ali Aydınlar, istifa etti.
Yıldırım Demiören,
TFF Başkanlığına aday olduğunda; hem Sadri Şener’e hem de Asbaşkan Nevzat
Şakar’a ayrı ayrı zaman ve yerlerde TFF Başkanı olursa; Trabzonspor’a kupayı
vereceği sözünü verdi.
Yıldırım Demirören
aslında aday değildi.Şekil şartını yerine getirmek üzere yapılan seçimle atanan
başkandı.
Seçildikten sonra
sözünü; yargı karar versin de öyle kupayı vereyim diye tevil etti. Yargı
kararından sonra da verdiği sözü unuttu.
Yıldırım Demirören
Federasyonu, M.Ali Aydınlar Federasyonu’nun cesaret edemediği bir şey yaptı.
Etik Kurul, şike
delillerini kasıtlı olarak yanlış değerlendirdi,bazı delilleri görmezden geldi
ve en önemlisi kendi raporuyla çelişmeyi de göze alarak 2. Bir rapor yazdı.
Diğer taraftan;
PFDK’ya yasa ve talimatlara aykırı bir şekilde; CAS kararlarını da
değiştirerek(eksik ve yanlış tercüme yaparak) yeni bir şike tanımı yaptırdılar.
Bu tanım, hukuk adına
bir suç ve utanç vesikası olarak elimizde bulunmaktadır.
6-) TFF bu iş bitti kapandı diyor. Bir grup ise hala
UEFA’dan ceza bekliyor. Size konu kapandı mı ? UEFA veya FIFA’dan ceza gelir
mi?
Gerek TFF
Yöneticileri gerekse UEFA yöneticilerinin ağzından defalarca “bu iş kapandı”
sözünü duyduk.
Ancak her “kapandı”
sözünden sonra UEFA’dan ceza geldi. Bu tespiti yaptıktan sonra bu iş kapandı
denilemeyeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Şu anda UEFA tarafından TFF’ye şike cezalarını vermediği nedeniyle açılmış olan ve devam eden bir soruşturma var. En azından bu soruşturma devam ederken “bu iş kapandı” sözünün bir anlamı olmayacağı çok açıktır.
Şu anda UEFA tarafından TFF’ye şike cezalarını vermediği nedeniyle açılmış olan ve devam eden bir soruşturma var. En azından bu soruşturma devam ederken “bu iş kapandı” sözünün bir anlamı olmayacağı çok açıktır.
Öncelikle TFF’nin
hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde disiplin yargısı tarafından tespit
edilmiş ve bütün itiraz makamlarınca bu tespitin teyit edilmiş olduğu şikenin
cezalarını verme zorunluluğu vardır. TFF dışında UEFA ve FIFA’nın da bu konuda
görev ve sorumluluğu bulunmaktadır.
İşin kahreden tarafı;
kendi ülkemizden değil de yabancı kuruluş ve kurumlardan adalet dilenmek
zorunda bırakılmamızdır.
7-) Trabzonspor kupayı sizce alabilir mi ?
Bu soruya tereddütsüz
evet diyoruz.
8-) Hacıosmanoglu, RTE’YE cok yakında biat etmekle suclandı
. Kupa gelmezse gideriz dedi ama kupa alınamadı. Tayyip Erdogan şikeyi aklamak
ile suclanırken Hacıosmanoglu nasıl
böyle bir yakınlık kurdu ?
Türkiye’de spor,
özellikle futbol siyaset ve ticaretle iç içe bir yapıdadır. Siyaset, futbol
kulüplerine hükmetmek ve bundan siyasi bir kazanç elde etmek arzusundadır.
Çarpık yapı,
kulüpleri siyasete özellikle de iktidar erkini elinde tutan siyasilere mecbur
bırakmaktadır.
Bu hal, kulüp
yöneticilerinin siyasi erkle iyi geçinmesi, devlet imkânlarından ya da hoş
görüsünden daha çok yararlanmasını gerektirmektedir.
İbrahim
Hacıosmanoğlu’nun kişisel tercihleri kadar bu gerçekleri de dikkate almak
zorundayız.
9-) Hacıosmanoglu RTE’ye cok yakın. TS taraftarının genelide
Cumhurbaskanını cok seviyor. Bu şike sürecindeki gerçekler nasıl olurda
görülmüyor ?
Şike sürecinde
Trabzonspor taraftarının azımsanmayacak bir bölümü mücadeleye katılmadı. Buna
karşın diğer takım taraftarları özellikle Galatasaray taraftarları şike
mücadelesine önemli ölçüde katıldılar ve destek verdiler.
Trabzonspor
taraftarlarının bir bölümü ise ahlak ve adalet yerine siyasi aidiyetleri
seçti.Siyasi aidiyetlerini evrensel değerlerin önünde tuttular.
Maalesef bu acı
durum, aynı zamanda; bir şehrin değerlerinden uzaklaşması anlamını da
taşımaktadır.
10-) Yeniden yargılama sürecinde Trabzonspor nasıl bir yol
izlemeli ?
Henüz yargılamanın
yenilenmesi kararı verilmedi. Verilir ise de Trabzonspor’un nasıl bir yol
izleyeceği önceden belirlenmiştir.
Trabzonspor Hukuk
Kurulu, her olası gelişme için yol haritasını belirlemiş durumdadır.
11-) Şike sürecinde Trabzonspor yeterince ses çıkartamadı mı
? Medya’yı sizce kullanamadımı?
Trabzonspor’un şike
sürecini çok doğru yönetmediği bir gerçek.Trabzonspor’dan ziyade Trabzon ve
Trabzonspor taraftarı yeterince ses çıkarmadı. İnisiyatif almadı.Almaktan
çekindi.
Medya ise şike ve
şikeci sever bir tutumla adalet isteyenlere yer vermedi. Şikeyi örtbas etme
çabalarının içerisinde oldu.
Bu nedenle bizler
yeni(sanal) medyayı kullanır olduk.Ve bunda da başarılı olduğumuzu sanıyorum.Sadece
benim kullandığım twitter hesabı, günlük ortalama ikiyüzbin adet
görüntüleniyor. Bu sayı ülkemizdeki bir çok gazetenin trajından ve bir çok spor
programının izleyici sayısından fazladır.
12-) 58. Maddenin değişmesi olduğu gibi Fenerahçeyi koruma
amaçlı değil miydi ?
Bu maddenin değişmesi
başta Fenerbahçe olmak üzere şikenin atfedileceği kulüpleri korumak amacıyla
değiştirilmiştir.
13-) 17 Haziranda adı
tapelere karısmıs bir hakem ve taraflı bir Basketbol Federasyonu yüzünden
sahaya çıkmama kararı alan Ünal Aysal'ın kararı gibi Trabzonspor’da bu TFF’ye karşı
bir boykot kararı almalımıydı ?
Basketbol ile
futbolun yapısı çok farklı. Borsaya açılmış olan futbol
kulüplerinin(şirketlerinin) bu şekilde protesto yapması, uygulamada mümkün
değil. Ekonomik zarara neden olmayacak yani hissedarları kayba uğratmayacak
protesto eylemleri yapılabilir.
14-) Şike davasındaki onca delil ve ses kaydını nasıl olurda
yok sayılıp aklama yapılacak bunun icin çeşitli iddialar var acıklarmısınız ?
Böyle bir şey,
yasalar çerçevesinde mümkün değil. Yasa dışılığın hangi mertebelere ulaşacağını
da bizim düşünebilmemiz imkânsız.
15-) Trabzonspor taraftarı Akp’nin Feneri koruduğunu sizce göremedi mi ?
Bunu görmemek mümkün
değil. Görmemezliğe gelmek işlerine geldi.
16-) İbrahim Hacıosmanoglu gidecek Selahattin Ç. Gelecek
diyorlar. Sizce Selahattin bey’de RTE’ye yakın biri mi?
Kişisel ilişkilerin
derecesini bilmiyorum. Bu soruyu cevaplayacak bilgiye sahip değilim.
18-) Sizce TS’YE kim Başkan olmalı ?
Trabzonspor’un çok
ciddi yapısal sorunları var. Bu sorunlar çözülmeden kişilerin başarılı
olacağını düşünmüyorum. Bu nedenle kişi bazında bir tercihim yok.
19-) Medya, gazeteler ve genel olarak tüm yayınlar Fb’nin
elinde oldugu düşünülürse TS ve GS’nin kendi medya veya gazetesini kurması
gerekmezmi ?
Galatasaray, çok
sayıda aktif taraftara sahip bir kulüp. Galatasaray’ın gazete kurması
düşünülebilir. Ancak, Trabzonspor’un böyle bir taraftar kitlesi yok. Satılan
kombine,ürün vs. sayısına baktığımızda Trabzonspor taraftarının çok az bir
bölümünde sahiplenme duygusu var.
20-) Yıldırım Demirören Federasyonunu RTE mi getirdi ? Amaçları FB’yi aklamak mı ?
Yıldırım Demirören’in
atandığı bir gerçek. Cumhurbaşkanımızdan habersiz yaprağın bile kıpırdamadığı
ülkemizde böyle bir çıkarımda bulunmak çok yanlış olmaz.
21-) Yeniden
yargılama sözü veren bir RTE'nin Trabzon’dan yanlış degilse yüzde 70
oy alması ilginç değil mi ?
Bu durum Trabzonlunun
şike davasıyla ne kadar ilgili olduğunu ve mücadeleye ne kadar sahip çıktığını
gösterir.
Sorun %70 oy vermekte
değil verdiği oyun hesabını soramamaktan kaynaklanmaktır. Oy verenlerin hiç
biri; “adalet istiyoruz,lütfen müdahale ediniz” diyemiyor.
22-) Trabzon halkı Erdogan’ın masum olduğunamı inanıyor ?
Bu konuda kesin ve
çoğunluğu temsil edebilecek bir bilgiye sahip değilim. Görüştüğüm insanlar,
Cumhurbaşkanımızın Fenerbahçeyi koruduğunu düşünüyor.
23-) Aziz Y’nin UEFA’da süren bir davası var. Bu sizce dava nasıl
ve ne zaman sonuclanır ?
Zaman vermemiz mümkün
değil. Ancak kişiler hakkındaki soruşturma henüz tamamlanmadı. Aziz Yıldırım ve
arkadaşları için istenen ceza;” ömür boyu bütün futbol faaliyetlerinden yasaklanma”
cezasıdır.
24-) Yeniden yargılama kararında 'kumpas yok' ama yeniden
yargılama istegine evet denildi. Bu bir hukuk faciası mıdır ?
Henüz yargılamanın
yenilenmesi kararı verilmedi. Yargılamanın yenilenmesi taleplerinin incelemeye
değer bulunması kararı verildi.
Bu karara gerekçe olarak 13.ACM’nin usul yasasındaki değişikliği; “yeni olay” olarak değerlendirmesidir ve hiçbir hukukçunun kabul edemeyeceği yasa ve hukuk dışı bir gerekçedir.
Hukuk faciası olarak
hukuk tarihine geçmiştir.
25-) Yeniden yargılama da sizce Fb tamamen aklanır mı ?
Cezası azalır mı ?
Yargılama yenilense
dahi yargı sürecinin sonunda şike yoktur denilemez.
Sayın Atilla Dilaver'e bu röportaj için çok teşekkür ederiz.
-BAĞIMSIZ GS HABER EKİBİ
-BAĞIMSIZ GS HABER EKİBİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder