1 Kasım 2014 Cumartesi

TRABZONSPOR HUKUK KURULU ÜYESİ ATİLLA DİLAVER RÖPORTAJI



 TRABZONSPOR HUKUK KURULU ÜYESİ ATİLLA DİLAVER RÖPORTAJI

 

1-) Şike sürecinde Sadri Şener sessiz kalmak ile eleştirildi. O yönetim ve TS taraftarı sizce yanlış bir tutum sergiledimi ? 

Öncelikle Sadri Şener ve Yönetimi, bu kirli ligde temiz kalmayı başarmış olmakla; takdiri hak ediyor.
Ve 82 puan gibi gayet yüksek bir puanla şampiyon olmaları nedeniyle de teşekkür ve minnet ifadelerini eksik etmemiz gereken bir performans gösterdiler.
Sessiz kalmaları konusunda ise suçlamadan önce,şike olayının perde arkasını ve mücadelenin kim ve nelere karşı yapıldığını bilmek lazım. Sadri Şener, yeterince ses çıkarmamak zorunda bırakıldı.

Aynı şey Trabzonspor taraftarı için geçerlidir diyebiliriz.
Şike yapan kulüpleri koruyan güç, Trabzonspor Taraftarının da yeterli sesi çıkarmasını önledi.
Trabzonspor Taraftarının azımsanmayacak bir bölümü, şike mücadelesinden uzak durdu ve hatta engellemeye çalışan kesimler de oldu.

 

2-) Şike sürecinde bir çok mail kampanyası yapıldı. Sizce bu kampanyaların ve bu organizasyonların faydası oldumu yoksa bir yerde kesilmelimiydi ?


Mücadelenin başlarında ve UEFA’nın da şikeyi örtbas etme niyetinin ortaya çıktığı zamanlarda mail kampanyaları gayet olumlu sonuçlar verdi.

Ancak Haziran 2014’ten itibaren yapılan mail kampanyaları, sadece Trabzonspor Kulübüne atfedildiği için yarardan çok zarar verme noktasına geldi.

Eğer mail,fax vb. kampanyalar yapılmaya devam edilecekse artık bunun adresi; yurtiçidir. Siyasilerimizdir.



3-) En başta tüm yargı FB'yi suçlu buldu. FB ise RTE’ye suç attı. Aziz Y. bile ‘ülke elden gidiyor’ dedi.Ama birden cemaat yaptı dendi. RTE’den söz aldık dendi.  Bu yeniden yargılama FENERBAHÇE’Yİ aklama operasyonu mu ? Ve suçlu akp iken birden nasıl cemaat’e döndü. Gizli anlaşmalar mı yapıldı ?


Kapalı kapılar arkasında neler oluyor sorusunun cevabı bizde yok. Herkes gibi gelişmelerden ve sonuçtan hareketle tahminde bulunabiliriz.

Şike hükümlüleri, 3 Temmuz 2011 tarihinden beri çok çeşitli ve birbirini yadsıyan söylemler geliştirdiler.

Şike operasyonunu kim ne amaçla yaptırdı sorusuna cevap olarak bir çok komplo teorisi üretebiliriz. Ancak hiçbiri şike yapıldığı sonucunu değiştirmez. Bu nedenle bizi ilgilendiren komplo teorileri değil tartışılmaz şike gerçeğidir. 


Recep Tayyip Erdoğan’ın şike sürecindeki tutum ve söylemleri özel bir ilgiyi hak eden ilginçliktedir.

Önceleri yasa değişikliği için; “dere geçerken at değiştirilmez” diyen R.Tayyip Erdoğan, sonradan bu düşüncesinden vazgeçti.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 7 yıllık görev süresinde esastan veto ettiği tek yasa olan şike cezalarını azaltan yasayı, TBMM’den aynen geçirerek çıkarttı.


Şikenin cezaları caydırıcılıktan uzaklaştırıldığı gibi şike hükümlülerinin 100 yılı aşan cezaları 5-6 yıla düşürüldü.

6222 sayılı yasa hiç uygulanmadan, ilk yargılaması başlamadan değiştirildi.


4-) Şike konusunda delillerin sizce çok net mi ? Karar vermek icin çok mu beklenildi yani iş sulandırıldımı ?

Disiplin Yargısı açısından; hiçbir tereddüde yer bırakmayacak kadar açık ve çok sayıda delil vardır. Aynı durum Ceza Yargısı açısından da sabittir.

Şike duruşmaları başladığında(14 Şubat 1012)sanıklar savunmalarını yaptıktan sonra; durumun boyutlarını ifade edebilmek açısından birazda karikatürize ederek şu cümleyi kuruyordum:

(O günlerde şike davası hakkında medyada sık yer alan Fenerbahçeli isimleri sayarak) bunlar mahkeme heyeti olsa; bu deliller ve bu savunmalarla beraat kararı veremezler.

Gerçekten de durum böyledir. Şike çok sayıda ve çok açık delillerle tespit edilmiş ve savunmalar çok yetersiz kalmıştır. Nitekim Gezegenimizdeki bütün bağımsız yargı organları şike var demiştir.




Disiplin Yargısı açısından; hiçbir tereddüde yer bırakmayacak kadar açık ve çok sayıda delil vardır. Aynı durum Ceza Yargısı açısından da sabittir.

Şike duruşmaları başladığında(14 Şubat 1012)sanıklar savunmalarını yaptıktan sonra; durumun boyutlarını ifade edebilmek açısından birazda karikatürize ederek şu cümleyi kuruyordum:

(O günlerde şike davası hakkında medyada sık yer alan Fenerbahçeli isimleri sayarak) bunlar mahkeme heyeti olsa; bu deliller ve bu savunmalarla beraat kararı veremezler.

Gerçekten de durum böyledir. Şike çok sayıda ve çok açık delillerle tespit edilmiş ve savunmalar çok yetersiz kalmıştır. Nitekim Gezegenimizdeki bütün bağımsız yargı organları şike var demiştir.


5-) Mehmet Ali Aydınlar resmen FB'yi koruduğunu açıkladı. Yıldırım Demirören ise resmen şikeyi akladı. Böyle bir oluşuma Sadri Şener TFF genel kurulunda nasıl destek verdi ?


Mehmet Ali Aydınlar, şikenin örtbas edilemeyecek delillerle tespit edildiğini gördü ve talimatlarda açıkça yazılı olan “şike yapan kulüp küme düşer” maddesini işletmeyerek, şike yapan kulüplere puan silme cezası vermek istedi.Fakat TFF Genel Kurulu, bu talimat değişikliğini kabul etmedi. Ve Mehmet Ali Aydınlar, istifa etti.
Yıldırım Demiören, TFF Başkanlığına aday olduğunda; hem Sadri Şener’e hem de Asbaşkan Nevzat Şakar’a ayrı ayrı zaman ve yerlerde TFF Başkanı olursa; Trabzonspor’a kupayı vereceği sözünü verdi.
Yıldırım Demirören aslında aday değildi.Şekil şartını yerine getirmek üzere yapılan seçimle atanan başkandı.
  


Seçildikten sonra sözünü; yargı karar versin de öyle kupayı vereyim diye tevil etti. Yargı kararından sonra da verdiği sözü unuttu.

Yıldırım Demirören Federasyonu, M.Ali Aydınlar Federasyonu’nun cesaret edemediği bir şey yaptı.

Etik Kurul, şike delillerini kasıtlı olarak yanlış değerlendirdi,bazı delilleri görmezden geldi ve en önemlisi kendi raporuyla çelişmeyi de göze alarak 2. Bir rapor yazdı.


Diğer taraftan; PFDK’ya yasa ve talimatlara aykırı bir şekilde; CAS kararlarını da değiştirerek(eksik ve yanlış tercüme yaparak) yeni bir şike tanımı yaptırdılar.

Bu tanım, hukuk adına bir suç ve utanç vesikası olarak elimizde bulunmaktadır.


6-) TFF bu iş bitti kapandı diyor. Bir grup ise hala UEFA’dan ceza bekliyor. Size konu kapandı mı ? UEFA veya FIFA’dan ceza gelir mi?


Gerek TFF Yöneticileri gerekse UEFA yöneticilerinin ağzından defalarca “bu iş kapandı” sözünü duyduk.
Ancak her “kapandı” sözünden sonra UEFA’dan ceza geldi. Bu tespiti yaptıktan sonra bu iş kapandı denilemeyeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

 Şu anda UEFA tarafından TFF’ye şike cezalarını vermediği nedeniyle açılmış olan ve devam eden bir soruşturma var. En azından bu soruşturma devam ederken “bu iş kapandı” sözünün bir anlamı olmayacağı çok açıktır.
Öncelikle TFF’nin hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde disiplin yargısı tarafından tespit edilmiş ve bütün itiraz makamlarınca bu tespitin teyit edilmiş olduğu şikenin cezalarını verme zorunluluğu vardır. TFF dışında UEFA ve FIFA’nın da bu konuda görev ve sorumluluğu bulunmaktadır.
İşin kahreden tarafı; kendi ülkemizden değil de yabancı kuruluş ve kurumlardan adalet dilenmek zorunda bırakılmamızdır.


7-) Trabzonspor kupayı sizce alabilir mi ?


Bu soruya tereddütsüz evet diyoruz.


8-) Hacıosmanoglu, RTE’YE cok yakında biat etmekle suclandı . Kupa gelmezse gideriz dedi ama kupa alınamadı. Tayyip Erdogan şikeyi aklamak ile suclanırken  Hacıosmanoglu nasıl böyle bir yakınlık kurdu ?


Türkiye’de spor, özellikle futbol siyaset ve ticaretle iç içe bir yapıdadır. Siyaset, futbol kulüplerine hükmetmek ve bundan siyasi bir kazanç elde etmek arzusundadır.

Çarpık yapı, kulüpleri siyasete özellikle de iktidar erkini elinde tutan siyasilere mecbur bırakmaktadır.

Bu hal, kulüp yöneticilerinin siyasi erkle iyi geçinmesi, devlet imkânlarından ya da hoş görüsünden daha çok yararlanmasını gerektirmektedir.

İbrahim Hacıosmanoğlu’nun kişisel tercihleri kadar bu gerçekleri de dikkate almak zorundayız.
 

 
9-) Hacıosmanoglu RTE’ye cok yakın. TS taraftarının genelide Cumhurbaskanını cok seviyor. Bu şike sürecindeki gerçekler nasıl olurda görülmüyor ?


Şike sürecinde Trabzonspor taraftarının azımsanmayacak bir bölümü mücadeleye katılmadı. Buna karşın diğer takım taraftarları özellikle Galatasaray taraftarları şike mücadelesine önemli ölçüde katıldılar ve destek verdiler.
Trabzonspor taraftarlarının bir bölümü ise ahlak ve adalet yerine siyasi aidiyetleri seçti.Siyasi aidiyetlerini evrensel değerlerin önünde tuttular.
Maalesef bu acı durum, aynı zamanda; bir şehrin değerlerinden uzaklaşması anlamını da taşımaktadır.

10-) Yeniden yargılama sürecinde Trabzonspor nasıl bir yol izlemeli ?

Henüz yargılamanın yenilenmesi kararı verilmedi. Verilir ise de Trabzonspor’un nasıl bir yol izleyeceği önceden belirlenmiştir.
Trabzonspor Hukuk Kurulu, her olası gelişme için yol haritasını belirlemiş durumdadır.

11-) Şike sürecinde Trabzonspor yeterince ses çıkartamadı mı ? Medya’yı sizce kullanamadımı?

Trabzonspor’un şike sürecini çok doğru yönetmediği bir gerçek.Trabzonspor’dan ziyade Trabzon ve Trabzonspor taraftarı yeterince ses çıkarmadı. İnisiyatif almadı.Almaktan çekindi.
Medya ise şike ve şikeci sever bir tutumla adalet isteyenlere yer vermedi. Şikeyi örtbas etme çabalarının içerisinde oldu.
Bu nedenle bizler yeni(sanal) medyayı kullanır olduk.Ve bunda da başarılı olduğumuzu sanıyorum.Sadece benim kullandığım twitter hesabı, günlük ortalama ikiyüzbin adet görüntüleniyor. Bu sayı ülkemizdeki bir çok gazetenin trajından ve bir çok spor programının izleyici sayısından fazladır.


12-) 58. Maddenin değişmesi olduğu gibi Fenerahçeyi koruma amaçlı değil miydi ?


Bu maddenin değişmesi başta Fenerbahçe olmak üzere şikenin atfedileceği kulüpleri korumak amacıyla değiştirilmiştir.
 


13-) 17 Haziranda adı tapelere karısmıs bir hakem ve taraflı bir Basketbol Federasyonu yüzünden sahaya çıkmama kararı alan Ünal Aysal'ın kararı gibi Trabzonspor’da bu TFF’ye karşı bir boykot kararı almalımıydı ?

Basketbol ile futbolun yapısı çok farklı. Borsaya açılmış olan futbol kulüplerinin(şirketlerinin) bu şekilde protesto yapması, uygulamada mümkün değil. Ekonomik zarara neden olmayacak yani hissedarları kayba uğratmayacak protesto eylemleri yapılabilir.
  
14-) Şike davasındaki onca delil ve ses kaydını nasıl olurda yok sayılıp aklama yapılacak bunun icin çeşitli iddialar var acıklarmısınız ?


Böyle bir şey, yasalar çerçevesinde mümkün değil. Yasa dışılığın hangi mertebelere ulaşacağını da bizim düşünebilmemiz imkânsız.


15-) Trabzonspor taraftarı Akp’nin Feneri  koruduğunu sizce göremedi mi ?


Bunu görmemek mümkün değil. Görmemezliğe gelmek işlerine geldi.

16-) İbrahim Hacıosmanoglu gidecek Selahattin Ç. Gelecek diyorlar. Sizce Selahattin bey’de RTE’ye yakın biri mi?

Kişisel ilişkilerin derecesini bilmiyorum. Bu soruyu cevaplayacak bilgiye sahip değilim.
  


18-) Sizce TS’YE kim Başkan olmalı ?


Trabzonspor’un çok ciddi yapısal sorunları var. Bu sorunlar çözülmeden kişilerin başarılı olacağını düşünmüyorum. Bu nedenle kişi bazında bir tercihim yok.

19-) Medya, gazeteler ve genel olarak tüm yayınlar Fb’nin elinde oldugu düşünülürse TS ve GS’nin kendi medya veya gazetesini kurması gerekmezmi ?

Galatasaray, çok sayıda aktif taraftara sahip bir kulüp. Galatasaray’ın gazete kurması düşünülebilir. Ancak, Trabzonspor’un böyle bir taraftar kitlesi yok. Satılan kombine,ürün vs. sayısına baktığımızda Trabzonspor taraftarının çok az bir bölümünde sahiplenme duygusu var.


20-) Yıldırım Demirören Federasyonunu RTE mi getirdi ?  Amaçları FB’yi aklamak mı ?


Yıldırım Demirören’in atandığı bir gerçek. Cumhurbaşkanımızdan habersiz yaprağın bile kıpırdamadığı ülkemizde böyle bir çıkarımda bulunmak çok yanlış olmaz.


21-) Yeniden yargılama sözü veren bir RTE'nin Trabzon’dan yanlış degilse yüzde 70 oy alması ilginç değil mi ?


Bu durum Trabzonlunun şike davasıyla ne kadar ilgili olduğunu ve mücadeleye ne kadar sahip çıktığını gösterir.

Sorun %70 oy vermekte değil verdiği oyun hesabını soramamaktan kaynaklanmaktır. Oy verenlerin hiç biri; “adalet istiyoruz,lütfen müdahale ediniz” diyemiyor. 


22-) Trabzon halkı Erdogan’ın masum olduğunamı inanıyor ?


Bu konuda kesin ve çoğunluğu temsil edebilecek bir bilgiye sahip değilim. Görüştüğüm insanlar, Cumhurbaşkanımızın Fenerbahçeyi koruduğunu düşünüyor.

23-) Aziz Y’nin UEFA’da süren bir davası var. Bu sizce dava nasıl ve ne zaman sonuclanır ?

Zaman vermemiz mümkün değil. Ancak kişiler hakkındaki soruşturma henüz tamamlanmadı. Aziz Yıldırım ve arkadaşları için istenen ceza;” ömür boyu bütün futbol faaliyetlerinden yasaklanma” cezasıdır.

24-) Yeniden yargılama kararında 'kumpas yok' ama yeniden yargılama istegine evet denildi. Bu bir hukuk faciası mıdır ?

Henüz yargılamanın yenilenmesi kararı verilmedi. Yargılamanın yenilenmesi taleplerinin incelemeye değer bulunması kararı verildi.

Bu karara gerekçe olarak 13.ACM’nin usul yasasındaki değişikliği; “yeni olay” olarak değerlendirmesidir ve hiçbir hukukçunun kabul edemeyeceği yasa ve hukuk dışı bir gerekçedir.
Hukuk faciası olarak hukuk tarihine geçmiştir.

25-) Yeniden yargılama da sizce Fb tamamen aklanır mı ? Cezası azalır mı ?

Yargılama yenilense dahi yargı sürecinin sonunda şike yoktur denilemez.
 

 Sayın Atilla Dilaver'e bu röportaj için çok teşekkür ederiz.
-BAĞIMSIZ GS HABER EKİBİ


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder